Gizle
Kullanmakta olduğunuz tarayıcı güncelliğini yitirmiştir. Bölüm Sonu Canavarı, sorunsuz bir gezinti için tercih ettiğiniz tarayıcının en güncel sürümünü kullanmanızı önerir.
Mobil Sürümü Görüntüle »

Haftalık Oyun Önerisi 13: FEZ

Haftalık oyun önerisi yazılarımızın on üçüncüsü ile devam ediyoruz. Bu hafta yine bulmaca türünde bir oyun önereceğim. Diğer öneri yazılarımıza da buradan ulaşabilirsiniz.

Bu öneri yazılarında az bilinen oyunlar gibi bir konsept altında da kalmayacağız. Örneğin; The Last of Us Part II yayınlanmadan bir iki hafta önce The Last Of Us’ın ilk oyununu önerebiliriz. Bunun sebebi tavsiye ettiğimiz oyunu, o hafta içerisinde oynamanızın daha iyi olacak olması. Eğer bilindik bir oyunu önerirsek; yazının içeriği oyunu tanıtmak yerine, oyun için bir inceleme veya oyun hakkında konuşmak istediğimiz şeyler tarzında olacaktır. Şimdi önerdiğimiz oyuna geçelim.

Fez
 
 
Yayıncılığını Trapdoor’un, geliştiriciliğini ise Polytron Corporation’ın yaptığı piksel grafiklere sahip olan bulmaca platform türündeki oyunu “Fez” ilk kez 2012 yılında yayınlandı. Fez, her ne kadar iki boyutlu bir oyun gibi dursa da aslında üç boyutlu bir bakış açısına sahip ve bulmacaları da bu şekilde oluşturulmuş. Oyunun türlerine bakarak tanıtmaya başlayayım.

Öncelikle ses ve görsellikle başlayalım. Oyun daha önce de dediğim gibi piksel bir görüntüye sahip. Aynı şekilde oyunun müzikleri ve diğer sesleri de bu piksellik temasına uygun bir şekilde konulmuş. Bu piksel görüntü de aslında oyunun içerisinde oldukça güzel işlenmiş. Pikselliği sadece bir görsellik olarak kullanmayıp hikâye ile de yedirmişler. Ayrıca oyunun gerçekten güzel müziklere sahip olduğunu da söylemek gerek. Özellikle değişen atmosferlerle birlikte değişen müzikler de oyuna ayrı bir hava katıyor.
 
 
Fez’in temelde yaptığı ve zaten olmak istediği şey de bir bulmaca oyunu olmak. Bunu da gayet iyi başarıyor diyebilirim. Başlangıçta oyun iki boyutlu şekilde başlıyor ve ufak bir görevi yerine getirdikten sonra ana karakterimiz dünyayı üç boyutlu görebileceği, bakış açısını değiştirebileceği bir “fes” alıyor. Oyunun ismi de bu festen geliyor zaten. Bu fesi aldıktan sonra oyun yeniden başlatılıyor ve burada size kısa bir animasyon gösteriliyor diyebilirim. Bu animasyonun da oldukça keyifli olduğunu söylemek gerek. Bu animasyon da aslında oyunun arka planında ilerleyen hikayesini başlatıyor. Bu kısımdan sonra oyunun en keyifli bölümü yani bulmacaları çözmeye başladığınız bölüm başlamış oluyor.

Bulmacalar genel olarak sizin bulunduğunuz bölgedeki sarı küpleri bulma üzerine kurulu. Peki oyunun iki boyut – üç boyut kavramı nasıl işliyor. Oyun aslında hala iki boyutlu, sadece aldığınız fes ile birlikte bakış açınızı değiştirebiliyorsunuz. Yani hissiyat ve görsellik olarak size oyunun üç boyutlu gibi geliyor, ancak oynanış iki boyutlu. Bulmacalar da bu şekilde işliyor, daha önce de dediğim gibi. Örneğin bulunduğunuz platformun üzerinde kaldınız ve gidecek başka yer yok, bakış açınızı değiştirerek bölgenin diğer bir açıdan nasıl gözüktüğünü görüyorsunuz ve karakteriniz de kare bölgenin etrafında dönüyor. Bu sayede bakış açınızı değiştirerek aslında 3 boyutlu olarak hazırlanmış platformun, her bölgesini görebiliyorsunuz. Ve genelde de amacınız yukarıya doğru çıkmak oluyor. Bulunduğunuz konumda size uzak gelen ve bu yüzden zıplayamadığınız bir yere, bakış açınızı değiştirerek daha yakın bir konuma geliyorsunuz. Boyut değiştirme özelliğini sadece bir yerlere gidebilmek için kullanmıyorsunuz her zaman. Girdiğiniz odaların tamamını görebilmek için bakış açınızı değiştirebiliyorsunuz. Tüm mekanikler küçük odaların içinde de geçerli kısaca. Ancak odanın içinde kullandığınızda, yıllardır iki boyutlu oyunlarda gördüğümüz odaların ne kadar basit olduğunu anlayabiliyorsunuz. Basiti burada kötü anlamda kullanmadım yanlış anlaşılmasın. Oynayınca ne demek istediğimi anlarsınız.
 
 
Bulmacalar çoğu zaman bakış açınızı değiştirmekle çözülebiliyor, ancak bazen bulunduğunuz bölgenin tasarımına göre de bulmacalar şekillenebiliyor. Örneğin; havanın karanlık olduğu ve yağmurun olduğu bir bölümde, sadece şimşek çaktığında görebildiğiniz platformlar bulunuyor. Bunu da yine oyuna bir bulmaca gibi yedirmişler ve gayet de güzel olmuş.

Tam olarak bulmaca diyemesem de yine çözmeniz gereken başka bir şey daha bulunuyor oyunda: Kapılar. Oyunda çok fazla kapı var ve zaten bulunduğunuz ortam da bu kapıların arkasında değişiyor. Çok fazla kapı olması bir yana, bakış açınızı da değiştirdiğiniz zaman bazen hangi kapı hangisiydi veya neredeydi gibi sorunlarla uğraşabiliyorsunuz. Ayrıca girdiğiniz her kapının ardında olmasa da bazen gerçekten çok güzel tasarlanmış bölümler bulunabiliyor. Örneğin, Glitch Odası. Umarım siz de o odayı bulabilirsiniz.
 
 
Bulmacayı çözdükten sonra sarı küpü alabilmek için yapmanız gereken son bir şey kalıyor. O da oyunun platform mekaniğini kullanarak hedefe ulaşmak. Bakış açınızı değiştirerek nereye gideceğinizi ve nasıl gideceğini çözüyorsunuz. Yola koyulmaya başlayınca işler bazen karışabiliyor, bu yüzden oyunun ilerleyen kısımlarında doğaçlama yaparak gitmek daha mantıklı. Oyunun platform mekaniklerini övülesi ya da eleştirilesi bir yanı yok. Dümdüz atlayıp zıplıyorsunuz. Sadece tek şaşırdığım şey, karakterinizin bir ivmesi olması. Yani örneğin; sağa doğru giderken bir anda sol tarafa gitmeye karar verirseniz, karakterinizin ivmesini diğer tarafa yönlendirmesi biraz süre alıyor ve bu da daha gerçekçi bir platform mekaniği sunuyor. Ancak dediğim gibi çok da farklı bir durum yok.

Oyuna dair bahsetmek istediğim son şey ise tekrara binip binmeme durumu. Açıkçası oyunun ilk 1 saatini oynadıktan sonra, bu durumu daha ne kadar devam ettirebileceklerini düşündüm. Sonuçta sadece bakış açısı değiştirip atlayıp zıplıyoruz. Bir yerde mutlaka sıkılacağımı düşündüm. Ancak bir şekilde sürekli oyunu taze tutmayı bilmişler, özellikle bulmacaların zorluğu çok güzel hazırlanmış. Bu yüzden oldukça eğlenceli bir vakit geçirdiğimi söyleyebilirim.

Oyunun bir de hikayesi bulunuyor, ancak bu hikâye sizin sürekli karşınızda olmuyor, ara ara size hatırlatılıyor sadece. Yine de takip edilebilecek çok fena olmayan bir hikâyeye sahip oyun. Ayrıca oyunun birden fazla da sonu bulunuyor.
 
 
Fez, sizin bulmacaları çözme hızınıza göre 5 – 7 saat arasında bir oynanış sunuyor. Oyun şu anda PlayStation 4, PC, PlayStation 3, Xbox 360, PlayStation Vita ve iOS’ta bulunuyor. Fiyat olarak PC’de daha uygun olduğu için Steam’den veya Epic Games’ten satın almanızı öneririm. Fez, Steam’de 18,00 TL, Epic Games’te ise 17,00 TL. Bulmaca oyunu seven veya biraz daha sakin bir oyun oynamak isteyen herkese Fez’i öneriyorum.
 

Bu haberin bağlantısı
URL
Haftalık Oyun Önerisi Tavsiye Oyun bulmaca platform fez
Machinarium Geliştiricisinin Yeni Oyunu Creaks Bu Ay Çıkıyor Hızlı Şehir Yapma Oyunu Townscaper Steam'de Erken Erişime Açıldı

BSC Misafiri

1.7.2020 22:00:54

0
bence güzel bir oyun
    Siz de aşağıdaki form aracılığıyla yorum yapabilirsiniz.
Mesajınız
Üyeyim Üye Değilim

DonanımHaber üyeliğinizi kullanabilirsiniz.

E-Posta (Onay için gerekli.)

KÜNYE
Haftalık Oyun Önerisi
Kullanıcı Videosu Yükle ▲ Siz de video yüklemek için tıklayınız