Majesty serisinin ilk oyunu dediğim gibi 2004 yılında çıkmıştı. O tarihte çıkmasına rağmen 2D grafiklerle oyunseverlerin karşısına çıkan oyun, oldukça beğenilmiş ve bilindik sitelerden yüksek puanlar almayı başarmıştı. İlk oyunun üzerinden beş yıl geçtikten sonra ise ikinci oyun yepyeni özellikler ile oyun severlerin karşısına çıktı. Majesty 2, Ardania adlı bir krallıkta geçiyor. Bizim amacımız ise oldukça zayıf bir hale düşen imparatorluğu tekrar şaha kaldırarak, topraklarımızda ortaya çıkan kötülükleri temizlemek. Ardania krallığı 16 ayrı parçaya dolayısı ile 16 ayrı bölüme ayrılmış durumda. Her bölümde farklı farklı görevler ile krallığınızdaki şeytani güçleri engellemeye çalışıyorsunuz. Mesela kimi görevinizde kalenize saldıran kara büyücüyü engellemeye çalışırken, kimisinde köylere saldıran Minatour adlı yaratıkları durduruyor veya bulunduğunuz bölümdeki cehennem portallarını yok ediyorsunuz.

Oyunun görev işleyişi alışık olduğunuz strateji oyunlarına göre oldukça farklılıklar gösterebiliyor. Mesela oyunda benzer strateji oyunlarının temel kurallarından biri olan kaynak toplama özelliği bulunmuyor ve krallığınızdaki halkı veya askerleri tam anlamı ile kontrol edemiyorsunuz. Ayrıca yerleşim özellikleri de oldukça farklılıklar gösteriyor.

Bir göreve başladığınızda ana kaleniz bulunuyor. Bu ana kalenize oldukça dikkat etmelisiniz çünkü bu kale yıkıldığı anda görevde başarısız olmuş sayılıyorsunuz. Göreve başladığınız anda küçük bir bütçeniz var ve bu bütçe ile yeni binalar yapıp kısa sürede gelişmeniz gerekiyor çünkü ilk bölümlerde olmasa da ilerleyen bölümlerde zorlu anlar yaşayabiliyorsunuz. Oyunda yerleşim düzeninin farklı olduğundan bahsetmiştim. Bu konuda sadece askeri binaları yapabiliyorsunuz. Sivil halkın bulunduğu binalar sizin gelişiminize göre ototmatik olarak yapılıyorlar. Mesela oyuna başladınız ve ana kaleniz var. İlk başlangıçta sadece 2-3 tane sivil binanız var iken askeri binaları yapmaya başladıkça bu sivil binalarınız da artmaya başlıyor. Gelişi güzel olarak belli noktalarda çıktıklarından dolayı yerleşimlerine herhangi bir müdahale de bulunamıyorsunuz. Ayrıca benzer türdeki strateji oyunlarında olduğu gibi hemen hemen her binanın yüksek seviyeleri ve özellikleri de bulunuyor.

Tıpkı sivil halk binalarına müdahale edemediğiniz gibi halkın kendisine de müdahale etme şansınız yok. Onlarda yerleşime göre otomatik olarak kalabalıklaşıyorlar. Biri öldüğünde yerine ototmatik olarak başka bir sivil çıkmış oluyor. Bu size bir bakıma kolaylık sağlasa da tam kontrol hissini kaybettiğiniz için eksikliğini de hissediyorsunuz.

Sivil halkın aksine savaşçılarınızı ise belli bir noktaya kadar kontrol edebiliyorsunuz. Direk emir veremediğiniz askerlerinize emir vermek için explore ve attack bayraklarını kullanıyoruz. Mesela haritada keşfetmeniz gereken bir nokta var. Oraya explore bayrağını dikiyor ve 100 altın ödül koyuyorsunuz. Askeriniz hemen burayı incelemeye gidiyor. İlerleyen bölümlerde 100 altına inceleme işlemini gerçekleştiremiyorsunuz. Veya saldırılmasını istediğiniz bir düşman kalesi var. Oraya attack bayrağını dikip, gene belli bir miktar para verdiğinizde askerleriniz otomatik olarak saldırıyorlar. Para miktarına göre giden askerinizin sayısı da artıyor. Zaten bayrağa altın vermeye başladığımızda alt kısmında ilgilenen asker sayısını da görüyorsunuz. Bu sistemi paraları askerler olarak veya savaş masrafları olarak düşünebilirsiniz. Oyunda başta da söylediğim gibi kaynak sıkıntınız bulunmuyor. Para olayını ise adamlarınız çevredeki altınları topluyor veya ticaret yolları kurarak kazanıyorsunuz. Pazar yeri, otel gibi binalarda para sıkıntınızı bir nebze olsun gideriyor. Ticaret yolları için ise haritayı keşfetmeniz gerekiyor. Zaten keşif olayını önemli kılan en büyük etken bu ticaret yolları. Haritanın belli noktalarında küçük eşek arabaları görüyorsunuz ve buralara ticari bir bina dikerek yerleşim yerinizle olan ticareti sağlamış oluyorsunuz.

Oyunda Heroes yani kahraman mantığı kullanılmış. Askerleriniz savaştıkça level atlayabiliyor ve daha da güçleniyor. Her görev sonrası bir askerinizi diğer bölümler için yedeğe alabiliyorsunuz. Mesela ilk bölümü bitirdiniz. Bölüm geçtikten sonra hangi askerinize unvan vermek istediğiniz soruluyor. Sizde aralarından en güçlü olanı seçiyorsunuz ve o askerinizi yedeklemiş oluyorsunuz. Diğer bir bölümde kuracağınız Hall of Lords binası sayesinde bu yedeklediğiniz askerinizi o görev için çağırabiliyorsunuz. Her görev sonrası sadece bir askerinizi yedekleyebiliyorsunuz. Böylece bölümler ilerledikçe Hall of Lords binasından küçük fakat en güçlü ordunuzu çağırabiliyorsunuz. Tabi her çağırma işlemi için belli bir miktar para ödemeniz gerekiyor. Karakterlerin seviyeleri arttıkça çağırmak için ödediğiniz meblağda artmış oluyor.

Bir diğer çağırma yöntemi ise mezarlıklar sayesinde oluyor. Yerleşim yeriniz genişledikçe küçük bir mezarlık ortaya çıkıyor. Ve o bölümde ölen herhangi bir askerinizi gene belli bir ücret karşılığı hayata döndürebiliyorsunuz. Oyunda zamanı hızlandırma seçeneği konulmuş. Zamanı 5x’e kadar hızlandırabiliyorsunuz. Böylece bazı sıkıcı anları hızla geçme şansına sahip oluyorsunuz. Bir diğer bahsetmek istediğim nokta ise karakterlerin başlarında çıkan surat ifadeleri. Mesela kahramanınız bir savaşa girdi. İlk başta kafasının üzerinde sinirli bir surat ifadesi bulunuyor. Fakat canı azaldıkça surat ifadesi değişiyor ve korkup kaçmaya başlıyor. Karakterlerin canları azaldığında kaçarak çıktıkları eve dönüyorlar ve canlarını tazelemiş oluyorlar.

Oyunun dört kişi destekli olan multiplayer modunda ise sekiz harita bulunuyor. Majesty’nin grafikleri oldukça renkli ve cıvıl cıvıl. Bina yıkılmalarında lego parçalanması gibi bir efekt kullanılmış. Seslendirmeler için aynı güzelliği ise maalesef söyleyemeyeceğim. Özellikle ses efektleri yönünden oyun oldukça zayıf kalıyor.

Türü seviyor ve farklı bir strateji oyunu arıyorsanız Majesty 2 : The Fantasy Kingdom Sim’e bir şans verebilirsiniz.

Majesty serisinin ilk oyunu dediğim gibi 2004 yılında çıkmıştı. O tarihte çıkmasına rağmen 2D grafiklerle oyunseverlerin karşısına çıkan oyun, oldukça beğenilmiş ve bilindik sitelerden yüksek puanlar almayı başarmıştı. İlk oyunun üzerinden beş yıl geçtikten sonra ise ikinci oyun yepyeni özellikler ile oyun severlerin karşısına çıktı. Majesty 2, Ardania adlı bir krallıkta geçiyor. Bizim amacımız ise oldukça zayıf bir hale düşen imparatorluğu tekrar şaha kaldırarak, topraklarımızda ortaya çıkan kötülükleri temizlemek. Ardania krallığı 16 ayrı parçaya dolayısı ile 16 ayrı bölüme ayrılmış durumda. Her bölümde farklı farklı görevler ile krallığınızdaki şeytani güçleri engellemeye çalışıyorsunuz. Mesela kimi görevinizde kalenize saldıran kara büyücüyü engellemeye çalışırken, kimisinde köylere saldıran Minatour adlı yaratıkları durduruyor veya bulunduğunuz bölümdeki cehennem portallarını yok ediyorsunuz.

Oyunun görev işleyişi alışık olduğunuz strateji oyunlarına göre oldukça farklılıklar gösterebiliyor. Mesela oyunda benzer strateji oyunlarının temel kurallarından biri olan kaynak toplama özelliği bulunmuyor ve krallığınızdaki halkı veya askerleri tam anlamı ile kontrol edemiyorsunuz. Ayrıca yerleşim özellikleri de oldukça farklılıklar gösteriyor.

Bir göreve başladığınızda ana kaleniz bulunuyor. Bu ana kalenize oldukça dikkat etmelisiniz çünkü bu kale yıkıldığı anda görevde başarısız olmuş sayılıyorsunuz. Göreve başladığınız anda küçük bir bütçeniz var ve bu bütçe ile yeni binalar yapıp kısa sürede gelişmeniz gerekiyor çünkü ilk bölümlerde olmasa da ilerleyen bölümlerde zorlu anlar yaşayabiliyorsunuz. Oyunda yerleşim düzeninin farklı olduğundan bahsetmiştim. Bu konuda sadece askeri binaları yapabiliyorsunuz. Sivil halkın bulunduğu binalar sizin gelişiminize göre ototmatik olarak yapılıyorlar. Mesela oyuna başladınız ve ana kaleniz var. İlk başlangıçta sadece 2-3 tane sivil binanız var iken askeri binaları yapmaya başladıkça bu sivil binalarınız da artmaya başlıyor. Gelişi güzel olarak belli noktalarda çıktıklarından dolayı yerleşimlerine herhangi bir müdahale de bulunamıyorsunuz. Ayrıca benzer türdeki strateji oyunlarında olduğu gibi hemen hemen her binanın yüksek seviyeleri ve özellikleri de bulunuyor.

Tıpkı sivil halk binalarına müdahale edemediğiniz gibi halkın kendisine de müdahale etme şansınız yok. Onlarda yerleşime göre otomatik olarak kalabalıklaşıyorlar. Biri öldüğünde yerine ototmatik olarak başka bir sivil çıkmış oluyor. Bu size bir bakıma kolaylık sağlasa da tam kontrol hissini kaybettiğiniz için eksikliğini de hissediyorsunuz.

Sivil halkın aksine savaşçılarınızı ise belli bir noktaya kadar kontrol edebiliyorsunuz. Direk emir veremediğiniz askerlerinize emir vermek için explore ve attack bayraklarını kullanıyoruz. Mesela haritada keşfetmeniz gereken bir nokta var. Oraya explore bayrağını dikiyor ve 100 altın ödül koyuyorsunuz. Askeriniz hemen burayı incelemeye gidiyor. İlerleyen bölümlerde 100 altına inceleme işlemini gerçekleştiremiyorsunuz. Veya saldırılmasını istediğiniz bir düşman kalesi var. Oraya attack bayrağını dikip, gene belli bir miktar para verdiğinizde askerleriniz otomatik olarak saldırıyorlar. Para miktarına göre giden askerinizin sayısı da artıyor. Zaten bayrağa altın vermeye başladığımızda alt kısmında ilgilenen asker sayısını da görüyorsunuz. Bu sistemi paraları askerler olarak veya savaş masrafları olarak düşünebilirsiniz. Oyunda başta da söylediğim gibi kaynak sıkıntınız bulunmuyor. Para olayını ise adamlarınız çevredeki altınları topluyor veya ticaret yolları kurarak kazanıyorsunuz. Pazar yeri, otel gibi binalarda para sıkıntınızı bir nebze olsun gideriyor. Ticaret yolları için ise haritayı keşfetmeniz gerekiyor. Zaten keşif olayını önemli kılan en büyük etken bu ticaret yolları. Haritanın belli noktalarında küçük eşek arabaları görüyorsunuz ve buralara ticari bir bina dikerek yerleşim yerinizle olan ticareti sağlamış oluyorsunuz.

Oyunda Heroes yani kahraman mantığı kullanılmış. Askerleriniz savaştıkça level atlayabiliyor ve daha da güçleniyor. Her görev sonrası bir askerinizi diğer bölümler için yedeğe alabiliyorsunuz. Mesela ilk bölümü bitirdiniz. Bölüm geçtikten sonra hangi askerinize unvan vermek istediğiniz soruluyor. Sizde aralarından en güçlü olanı seçiyorsunuz ve o askerinizi yedeklemiş oluyorsunuz. Diğer bir bölümde kuracağınız Hall of Lords binası sayesinde bu yedeklediğiniz askerinizi o görev için çağırabiliyorsunuz. Her görev sonrası sadece bir askerinizi yedekleyebiliyorsunuz. Böylece bölümler ilerledikçe Hall of Lords binasından küçük fakat en güçlü ordunuzu çağırabiliyorsunuz. Tabi her çağırma işlemi için belli bir miktar para ödemeniz gerekiyor. Karakterlerin seviyeleri arttıkça çağırmak için ödediğiniz meblağda artmış oluyor.

Bir diğer çağırma yöntemi ise mezarlıklar sayesinde oluyor. Yerleşim yeriniz genişledikçe küçük bir mezarlık ortaya çıkıyor. Ve o bölümde ölen herhangi bir askerinizi gene belli bir ücret karşılığı hayata döndürebiliyorsunuz. Oyunda zamanı hızlandırma seçeneği konulmuş. Zamanı 5x’e kadar hızlandırabiliyorsunuz. Böylece bazı sıkıcı anları hızla geçme şansına sahip oluyorsunuz. Bir diğer bahsetmek istediğim nokta ise karakterlerin başlarında çıkan surat ifadeleri. Mesela kahramanınız bir savaşa girdi. İlk başta kafasının üzerinde sinirli bir surat ifadesi bulunuyor. Fakat canı azaldıkça surat ifadesi değişiyor ve korkup kaçmaya başlıyor. Karakterlerin canları azaldığında kaçarak çıktıkları eve dönüyorlar ve canlarını tazelemiş oluyorlar.

Oyunun dört kişi destekli olan multiplayer modunda ise sekiz harita bulunuyor. Majesty’nin grafikleri oldukça renkli ve cıvıl cıvıl. Bina yıkılmalarında lego parçalanması gibi bir efekt kullanılmış. Seslendirmeler için aynı güzelliği ise maalesef söyleyemeyeceğim. Özellikle ses efektleri yönünden oyun oldukça zayıf kalıyor.

Türü seviyor ve farklı bir strateji oyunu arıyorsanız Majesty 2 : The Fantasy Kingdom Sim’e bir şans verebilirsiniz.