Shadows of the Damned
Alkan Adakaner

Sayfa 1

Önceki nesillerde en popüler oyun türlerinden birisi de aksiyon-macera oyunlarıydı. Devil May Cry ve Onimusha gibi seriler çok büyük ilgi görüyordu. Bu nesilde ise oyuncu zevklerinde bazı değişiklikler var. Bunun nedeni de multiplayer ağırlıklı oyunların sayısının çoğalması ve oyuncuların zamanlarını bu tür oyunlarla geçirmek istemesi. Aksiyon-macera oyunları ise malesef ikinci planda kalmaya başladı. Multiplayer modlara sahip olmayan ya da multiplayer modları üzerinde yeterince durulmamış oyunlar çok satmadığı gibi, bu oyunları 2. el olarak da uygun fiyata satın alma şansının yüksek olması firmaların oyun satışlarının düşmesine yol açıyor. Doğal olarak da geliştirici ve yayıncılar projelerini farklı oyun türlerine kaydırıyor. Sayıları her ne kadar azalsa da aksiyon-macera oyunlarını görmeye devam ediyoruz. Bu oyunların bazıları multiplayer modlar edinirken (örneğin Ninja Gaiden 3) bazıları da hala tek kişilik senaryo modları ile oyuncuların gönlünü kazanmaya çalışıyor. Shadows of the Damned da tek kişilik modlarıyla gönlümüzü çalmaya çalışacak oyunlardan birisi. Tabi bu konuda ne kadar başarılı olacak kısa bir süre sonra bu sorunun yanıtını öğreneceğiz. Şimdilik oyun hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim.
No More Heroes, Killer 7 gibi önemli oyunlardan tanıdığımız Grasshopper Manufacture tarafından geliştirilen Shadows of the Damned'ın tasarımcısı ise bu stüdyonun başkanı Goichi Suda, yani Suda 51. Bu ismi Fatal Frame 4'ün yönetmen koltuğunda da görmeniz mümkün. Yani hem korku, hem de aksiyon türlerinde başarılı oyunlara imza atmış bir kişi. Tabi Shadows of the Damned'ın geliştirme ekibinde çok daha ünlü isimler var. Bunlar Capcom'dan ayrılıp kendi stüdyosunu kuran Resident Evil'ın yaratıcısı Shinji Mikami ve Silent Hill'in müzikleriyle bizi büyüleyen Akira Yamaoka ve Mary Elizabeth McGylnn. Shinji Mikami oyunun oynanış öğelerinin dengeli ve eğlenceli olması için çaba gösterecekken, Akira Yamaoka ise ses tasarımcısı olarak görev yapıyor. Bu kadar ünlü ismi bir araya toplayan bir projeden çok büyük beklentiler olması gayet doğal. Ne de olsa bu isimlerin geliştirdiği oyunların dünya çapında milyonlarca hayranı var. Açıkçası ben de bu isimleri duyduğumda çok sevinmiştim. Yine de bu projede herşey öyle mükemmel yürümüyor.
Shadows of the Damned projesi ilk olarak Playstation 3'e özel olarak duyurulan bir korku oyunu olan Kurayami ismiyle başlamıştı. Japonca olan bu isim “Karanlık” anlamına geliyor. Kafka'nın Şato adlı öyküsünden esinlenen bu proje macera öğeleri ve yakın dövüş unsurları ile donatılmış aksiyondan uzak bir oyundu. Zaten Kafka adının geçmesi bile oyuncuların dikkatini çekmeye yetmişti. Gerçeküstücü ressamlara bile esin kaynağı olan Alman Edebiyatının mükemmel yazarının Şato adlı öyküsü Steven Soderbergh'in Kafka adlı filmine de esin kaynağı olmuştu. Goichi Suda'nın da Şato adlı öyküden esinlenen bir oyun yaratması doğal olarak bizi heyecanlandırmaya yetmişti. Daha sonra ise oyunun resmi adı Shadows of the Damned olarak açıklandı ve proje bambaşka bir hal aldı. Oyunun ilk videolarının başlangıçta anlatıldığı gibi Kafka'nın öyküleriyle ilgisi yoktu. Aksiyon öğeleri ile donatılmış, deirnlikten uzak gibi görünen oyunda Garcia Hotspur adlı çılgın bir şeytan avcısını yöneteceğimizi duyduğumuzda ise Kurayami'den eser kalmadığını anlamıştık. Bunun nedeni ise Electronic Arts'ın politikaları.
Sayfa 2

Üçüncü kişi bakış açısına sahip bir shooter oyunu olan Shadows of Damned'ta tabancalar, makineli tüfekler ve shotgunlar gibi çeşitli silahları kullanabiliyoruz. Aslında şeytan dostumuz Johnsonn bu silahlara dönüşme özelliğine sahip. O aynı zamanda meşale ve motosiklete de dönüşebiliyor. Genellikle ateşli silahlarla düşmanlarımızı öldürdüğümüz oyunumuzda düşmanlarımız çoğu zaman insan bedeni şeklinde karşımıza çıkan şeytanlardan oluşuyor. Bu şeytanları öldürmek öyle kolay değil. Videolarda da gördüğümüz kadarıyla onları öldürmek için kafalarına ateş etmemiz veya zayıf noktalarını bulmamız gerek. Özellikle tabanca kullanırken bu şart gibi görünüyor. Boss savaşlarında da benzer durumlar söz konusu. Genellikle silahlarımızdan etkilenmeyen boss'ların zayıf noktaları bulunuyor ve ancak bu noktalara ateş ederek onları öldürebiliyoruz. Bu zayıf nokta olayı ile Capcom'un oyunlarında (Lost Planet 2 ve Resident Evil 5) sıkça karşılaşıyorduk. Shinji Mikami sayesinde benzer bir sistemi Shadows of the Damned'ta da göreceğiz. Açıkçası videolardaki oynanış çok eğlenceli göründü, yine de editör arkadaşlarımızın da bildirdiği üzere özellikle dar mekanlardaki mücadelelerde kontrol sorunları yaşanabiliyormuş. Oyunun büyük bölümünün de dar mekanlarda geçeceğini göz önüne alırsak bu konuda biraz endişe duyabiliriz.
Goichi Suda'nın Punk-Rock stili ve Shinji Mikami'nin psikolojik korku öğelerini de bir araya getiren oyunumuzun ana felsefesi karanlık ve aydınlığın mücadelesine dayanıyor. Oyundaki mekanlar karanlığa ve aydınlığa bürünebilecek; çevre karanlık olduğunda Garcia enerji kaybetmeye başlayacak ve düşmanlara zarar veremeyecek. Biz de çevredeki belirli noktalara ateş ederek veya bazı şeytanların zayıf noktalarına vurup dünyayı yeniden aydınlığa büründürüp şeytanlara karşı rahatça mücadele edebileceğiz. Shadows of the Damned'ta bazı boss savaşlarında bile karanlık-aydınlık teması bulunuyor. Oyundaki bulmacalar da daha çok bu tür şeylerden oluşuyor, yani Silent Hill benzeri zorlu bulmacalarla karşılaşmayı beklemeyin. Geliştirici ekip Sjahdows of the Damned'ın büyüklere yönelik bir oyun olduğu konusuna sık sık vurgu yapıyor. Bolca kan bulunacak oyunda kendi kalbini yiyen boss'ların bulunduğu ilginç sahnelerin yanı sıra bolca cinsel gönderme de olacağı söyleniyor. Zaten Goichi Suda bu tür cinsel göndermeleri No More Heroes'da da bolca yapmıştı. Gerçek aşkı arayan bir karakterin cinsellik konusundaki bu tutkusu da garip. Halbuki biz duygusal anlar yaşamayı planlamıştık.
Yaklaşık 10 saat sürecek bir senaryo moduna sahip olacak Shadows of the Damned'ta gizlilikleri ortaya çıkarmak istersek daha uzun bir oyunla karşılaşacağız. Bu gizliliklerin ne olduğunu Maalesef şu an için bilemiyoruz, ama örneğin silahlarımızı geliştirmek için bazı mücevherleri bulmamız gerekecek. Bu mücevherleden “mavi” olanlar silahlarımıza yeni özellikler kazandırırken, “kırmızı” olanlar ise silahlarımızın daha etkili hale gelmesini sağlayacak. Johnson'ı şekilden şekile sokmamıza yarayacak olan bu mücevherler bazen yol üstünde karşımıza çıkacekken onları bazen de gizli mekanlarda bulmamız gerekecek. Çevredeki bazı unsurların kırılabilir olduğunu belirtelim, tabi herşey kırılabilir olmadığından etrafı iyice araştırmamız gerekecek. Bunun için de fazlasıyla zamanımız olacak, çünkü multiplayer modları olmayan bir oyunda senaryo modunu aceleyle bitirmenin bir anlamı yok. Zaten oyunda silah gelişimi dışında Garcia'nın özelliklerini geliştirebileceğimiz herhangi bir seçenek bulunmayacak gibi görünüyor. O nedenle çevrenizi iyi kolaçan etseniz iyi olur, Johnson'ınız ne kadar güçlüyse, siz de o kadar güçlü olacaksınız.