Just Cause 2
Levent Polater

Sayfa 1

     Sandbox (Serbest harita) oyunlarına bakıldığında GTA'nın bu konuda ekol olduğu aşikar. Sandbox kavramını yaratan GTA'nın haliyle ortalıkta taklit oyunlarından geçilmiyor. Rockstar ise her defasında nasıl oluyorda her yeni çıkan GTA'yı bir öncekinden daha iyi yapabiliyor, o konuyu anlamak çok zor doğrusu... Sihirli değnekleri mi var diye düşünmeden edemiyorum bazen... GTA dışında çıkan Sandbox oyunlarına göz attığımızda hep bir eksik varmış gibi geliyor bana... Bu extra oyunlarda ya anakaraktere ısınamıyoruz, ya oyunun sunumunda bir boşluk yakalıyoruz, ya da en basiti sıkılıveriyoruz.
     Geçtiğimiz gün çıkan Just Cause 2'ye de aynı gözle bakıyordum. Çıkana dek epey bir grafik gösterisi yapan oyun, PC'de NVIDIA'nın en son teknolojilerinden sonuna dek faydalanacağı dile getirelerek oyunun PC versiyonunun konsollardakinden daha iyi olacağını öne sürüyordu. Bende de öyle bir hava oluşmuştu ki sadece görsellikle süslü içi boş bir oyunla karşılaşmayı bekliyordum. Şunu önce belirteyim, Sandbox oyunlarıyla aram iyidir; son zamanlardaki GTA dışında çıkan sandbox oyunları arasında Prototype, Brutal Legend, inFamous gibi yapımlara göz atma şansı buldum. Fakat bu oyunlarda ortak bir nokta var; ana karakterlere doğaüstü bir güç verilerek oyuna renk katmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu tarz oyunlara başlanınca belli bir süre sürükleyici yapımlar olduğunu ancak daha sonra bunun gittikçe monotonlaştığına şahit olabiliyoruz. En azından benim için böyle oldu. Sandbox diyince sizi bilmem ama ben gerçekçilik arıyorum... Tam bu arayış içerisindeyken önümüze Square tarafından altın tepsiyle sunulan Just Cause 2 ile bu keşfimin en azından bir süreliğine son bulduğunu söyleyebilirim. Öyle ki son zamanlarda hiçbir Sandbox oyunundan bu denli keyif almamıştım.

     İlk Just Cause güzel bir deneme olmasına karşın oyunda bulunan birçok hata sebebiyle yarım yamalak bir oyun gibiydi. Bu sorunları iyi analiz eden Avalanche Software, daha sağlam bir devam oyunu sunuyor. Önceki oyunda olduğu gibi yine ana karakterimiz Rico Rodriguez oluyor. Latin bir gizli ajan olma özelliği taşıyan Rico ile bu seferki görevimiz gizli bir ajanı bulmak oluyor. Gizli ajan gizli ajanı arıyor... Konunun şimdiden biraz noksan olabileceğinin farkına varmışsınızdır herhalde... Yeni mekanımız ise "Panau Adaları" adında bir bölgede geçiyor. Oyunun en başından itibaren size bu serüveninizde yardım etmeye hazır olan kara borsa (black market) elemanları mevcut. Bu sayede silah temininde sıkıntı çekmiyorsunuz.Ancak mermi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim...
     Oyuna başlayınca kısa bir Tutorial'dan (Temel hareket eğitimi) sonra kendinizi Panama'nın küçük bir kasabasının yanında başlayarak buluyorsunuz. İsterseniz hemen Panama'da bulunan 3 ayrı örgütün yan-görevlerini yaparak oyuna başlayabilir ya da ana-konuya balıklama dalabilirsiniz. Seçim tamamen size kalmış. Önce isterseniz yan-görevleri yapabileceğiniz şu bahsettiğim 3 grubu tanıtayım. Roaches, Reapers ve Ulas olarak sıralanan bu örgütlerin görevlerini yapabilirsiniz. Görevler esnasında veya değilken etrafa hasar vererek "chaos" (kaos) puanları kazanıyorsunuz. Bu kaos puanlarını %99 biryerleri patlatarak yani etrafta terör estirerek kazanıyorsunuz, yani bi nevi puan kazanmak için amacınız kaos yaratmak. Etrafta gördüğünüz her "Panau yıldızı" sembollü mekanı patlatarak kaos puanı kazanabilirsiniz. O kadar çok patlatacağınız şey var ki, Benzin istasyonları, radyo kuleleri, radarlar ve daha bir sürü... Örgütlerin verdikleri görevleri tamamladığınızda; size önemli bilgiler, araçlar ve silahlar sunuyorlar. Kazandığınız kaos puanları sayesinde ana-hikayenin ve diğer 3 grubun kilitli görevlerini açabiliyorsunuz. Bunun yanısıra kara borsa iletişiminizden yeni silahlar, araçlar ve diğer güçlendirmelerde bu şekilde açılıyor. Anladığınız üzere Just Cause 2'de etrafı yakıp yıkmak çok önemli bir durum haline geliyor.
Sayfa 2

     Just Cause 2'de önceki oyuna göre değişen ve gelişen çok fazla şey var. Bunların en önemlilerinden biri de oyunun zorluk seviyesi oluyor. İlk oyun, kabul edelim çok kolaydı... İlk Just Cause'da sınırsız mermi içeren çift pistola sahip olan Rico ile erkek Lara Croft gibiydik. Ancak ikinci oyunda ölen her düşmanınızın yanından mermi depolamadan ilerlemeyi aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Bu oyunda tam anlamıyla bir mermi kıtlığı yaşanıyor. Düşmanlarda ilk oyuna göre en büyük artış yapay zeka da görülüyor. Bu sefer dikkatli olmazsanız sizi fena haklıyorlar. Bunun yanısıra mermi ve patlamalardan aldığınız hasar boyutu çok gerçekçi bir boyuta getirilmiş. Artık çatışma anlarında mermilere öylecene koşarsanız nalları dikmeniz 1-2 saniyeyi almayacaktır. Just Cause 2'de sık sık ölmeye şimdiden hazır olun, bu oyun "Ölüm-Göreve baştan başlama" döngüsünün en yoğun olduğu oyunlardan... Neyseki oyuna sağlık ve zırh geliştirmeleri (upgrade) konularak daha güçlü hale gelmek mümkün hale getirilmiş.
    Just Cause 2'nin oynanış sisteminde 2 özellik var ki bunlar, kesinlikle kendini diğer Sandbox oyunlardan ayırıyor. Birincisi Rico'nun uzayabilen kanca aksesuarı... İstediğiniz an fırlatabileceğiniz bu kanca ile duvarlardan duvarlara çok hızlı bir şekilde kendinizi çekebilir, ya da tavanda asılı kalabilirsiniz. Etraftaki objeleri de fırlatabileceğiniz bu kanca, Batman'inkine çok benziyor ancak çok daha kullanışlısı olduğunu söylemeliyim. Bu kanca ile 2 objeyi birbirine bağlamak bile mümkün hale getirilmiş. Buna bir-iki örnek vermek gerekirse; kullandığınız arabayı bir helikoptere bağlayarak uçurabilir veya düşmanınıza fırlatarak istediğiniz yere çekebilirsiniz... Kulağa hoş geliyor değil mi? Bu konuda seçenekler oldukça çeşitli... Tamamen sizin hayalgücünüze bağlı...

     Rico'nun ikinci önemli özelliği ise bir paraşüte sahip olması... Paraşüt sayesinde korkusuzca istediğimiz yükseklikten aşağıya atlayarak özgürce havada süzülebiliyoruz. Paraşütü aynı zamanda kendimizi kanca ile çekerkende açmak mümkün hale getirilmiş. Bu sayede 2 aksesuarı kullanarak en zor alanlara dahi ulaşmak çocuk oyuncağı oluyor. Kanca ve paraşüt ile birlikte Just Cause 2'nin oynanabilirliği tam anlamıyla tavan yapıyor. Kancayı kullanmanın yanısıra etrafta dolaşmanın birçok yolu var. Oyunda 100'den fazla araç olduğunu söylemiş miydim? Bu araçların içinde, arabalar, kamyonlar, helikopterler, botlar ve daha fazlası bulunuyor. Bazen oyunda öyle anlar yaşayacaksınız ki "X noktasından Y noktasına nasıl gideyim?" diye düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Çünkü elinizde bir çok olanak var; İster spor bir arabayı kaçırarak, ister o istikamete giden bir helikoptere kancanızı takıp havada asılı kalarak, ya da ister şöyle yüksek bir noktadan paraşütle uçarak istediğiniz noktaya ulaşabilirsiniz. Seçim tamamen size kalmış...
    Oyundaki grafikler çok iyi sayılmaz ancak bu denli koca bir alanı kapsayan bir oyun için yeterli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İstediğiniz mesafede veya yükseklikte olun, Avalanche Studios, harika bir iş çıkartarak Panama'nın en ucra köşdesini dahi net bir şekilde görebilmemizi sağlamış. Oyunun görselliğinin tavan yaptığı anlar kesinlikle Panama'ya kuş bakışı baktığımız ve aşağıya atladığımız anlar oluyor. Havok teknolojisini kullanan Just Cause 2'nin fizik kurallarına en doğru şekilde uyduğunu görüyoruz. Modellemelere bakıldığında ise burda biraz çifte standart uygulandığını aşikar. Ana karakterlerin çok iyi, diğer yan karakter ve düşmanların ise üzerinde daha az durulmuş olduğu çok belli oluyor. Patlama efektleri belki Bad Company 2 kadar değil ama oldukça iyi olduğunu söylemeliyim. Özellikle binaları patlattığınızda oluşan yıkımı izlemek oldukça keyifli oluyor.
Sayfa 3

    Oyunun ses departmanınında en göze çarpan kısım silah ve patlama efektleri oluyor. Bilhassa bulunduğunuz mekana göre eko yapan ses efektlerinin böyle uyarlanması çok güzel olmuş. Örneğin aynı silahla bir kanyonda ateş ettiğinizde farklı, kasabanın ortasında ateş ettiğinizde farklı ses çıkıyor. Ambians balansının çok iyi ayarlandığına şahit oluyoruz. Müziklerinde oyunla gayet uyumlu seyrettiğini söylemeliyim, Ses bölümünün tek sınıfta kalan tarafı seslendirmeler oluyor... Oyunda konuşulan aksan biraz aykırı kaçıyor. Diyalogların da epey sıkıcı olduğunu söylemeliyim. Özellikle GTA'da bulunan birbirinden eğlenceli izlemeye doyamadığımız ara-sahnelerden sonra Just Cause 2'nin bu konuda epey başarısız olduğunu söylemek yanlış olmaz.

     Oyunun övebileceğim bir diğer yönü ise hiçbir "Frame Rate" sorunu ile karşılaşılmaması. O kadar detay karmaşası içerisinde oyunun hiç duraksamaması gerçekten inanılmaz. Avalanche Studios bu konuda büyük bir alkışı hakediyor.
    Gelelim şimdi Just Cause 2'nin eksi yönlerine... İlk olarak oyundaki kontrollerin diğer oyunlara nazaran daha karmaşık olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Belki sıkı oyuncuların kontrollere alışması pek zaman almayacaktır ancak yeni oyuncuların bu konuda çok sıkıntı çekeceği çok açık, en azından bir süre... Bunun yanısıra oyunun zor olduğundan bahsetmiştim. Haliyle görevlerde epey bir ölümle karşılaşıyorsunuz. Görevlerin bazılarında özellikle uzun olanlarında "checkpoint" noktaları mevcut. Ancak o noktalara gelene, göreve ısınana ve alışana kadar ölmek kaçınılmaz oluyor. Haliyle checkpoint noktalarına gelemeyince görevi baştan sarmak zorunda kalıyorsunuz. Bu konuda biraz acımasız davranılmış. Ayrıca hikayenin de yeterince ilgi çekici olmadığını maalesef söylemek zorundayım. Hatta hiç ilgi çekici değil, oyunun konusu böyle güzel tasarlanan bir oyuna hiç yakışmamış doğrusu...

     Bir de oyunu oynarken kendinizi çoğu zaman boşlukta hissettiğiniz zamanlar oluyor. Sanki tüm dünya sizin üzerinize kurulmuş gibi ya da Panama ıssız bir yermiş hissi alıyorsunuz. Bu da oyunda yalnız olduğunuz hissini verebiliyor...
    Just Cause 2 ile ilgili incelememin sonuna gelmiş iken oyunun eksi yönlerine bakarak sakın aldanmayın... Bunlar bir oyunda olabilecek malum sorunlar... Bunun yanısıra oyunda bazı bug'lar ile karşılaşıldığı söyleniyor, ancak ben oyunda nedense rastlamadım. Eğer bu tarz bir sorun ile karşılaırsam, incelemenin yorum kısmında bunlardan bahsetmeye çalışırım. Herşey bir yana son zamanlarda hiçbir Sandbox oyununda bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Just Cause 2'yi hiç düşünmeden edinmelisiniz. Oyunun sunumu ve zorluk konusu biraz daha iyi olabilseydi çok daha harika bir oyunla karşı karşıya kalabilirdik. Adrenalin tutkunları bu oyuna başlarsa yeni kahramanları iddia ediyorum ki Rico olabilir.