Bayonetta
Melih Koldemir

Sayfa 1

İki ayrı ırk. İki ayrı dünya. Asla bir araya gelmemesi gereken iki halk. Bunların arasından iki kişi. Yasak bir ilişki. Bu ilişkinin ölümcül meyvesi. Bir melek, yada bir şeytan. İnanılmaz bir yetenek, gizemli bir güzellik. 500 yıllık bir uyku. Tam anlamıyla soğuyan bir intikam yemeği. Ve …

Henüz gerisini bilmiyoruz. Öğrenmek için az bir süre kaldı diyebiliriz. Duyurulduğu ilk günden beri artan bir merakla beklenen, açıklanan her bir özelliği ve yayınlanan videoları ile özellikle Devil May Cry hayranlarının yüreğini kabartan bayonetta’dan bahsediyoruz elbetteki. Bildiğiniz üzere bu hafta oyunumuzun oynanabilir demosu yayınlandı. Hatta bir çoğunuz çoktan bu demoyu oynayarak oyun hakkında az çok fikir sahibi olmuştur. Ama biz burada o demoyu incelemiyoruz. Biz oyunun %90’ı bitirilmiş tam sürümünü anlatacağız sizlere. Yani görmediklerinizi okumaya hazır olun dostlar.
Öncelikle bilmeyenler için oyun hakkında kısa bilgiler verelim. Bayonetta yukarıdada söylediğimiz gibi Devil May Cry benzeri bir aksiyon oyunu. Burada benzeri kelimesi aslında her anlamda kullanılıyor. Öyleki oyunun yapımcısı Devil May Cry ve Viewtful Joe’nunda yapımcısı olan Hideki Kamiya. Platinum games ile ortak yapılan bir oyun ve dağıtımcısı ise uzun süredir vasat günler yaşayan efsanevi Sega. Oyunada ismini veren ana karakterimiz güzeller güzeli bir bayan cadı. Ama güzel olduğu kadar annesi ve babasından aldığı yetenekler sayesinde hiç kimsenin olamadığı kadarda ölümcül. Öyleki kendisi şekil değitirebiliyor, vücüdunu saran saçlarını devasa ve güçlü saldırılar oluşturmak için kullanabiliyor, zamanı yavaşlatabiliyor, her boydan silahı kullanabiliyor ve inanılmaz dövüşüyor. Güzel olduğunu söylemişmiydik? Neyse. Oyunumuz PS3 ve Xbox 360 platformları için yapılmış durumda. Ama esas yapım yeri x-box. PS3’te convert olarak bulunacak. Bizim incelediğimiz versiyon ise PS3 versiyonu. Ünlü Japon dergisi famitsu tarafından geçtiğimiz ay çıkan Japon versiyonu 40 üzerinden 40 almış durumda ve orada şimdiden efsane haline geldi oyun. Peki ya bizim yani Avrupa için? Bunu hep beraber göreceğiz.

Bir çoğunuz demoyu oynamışsınızdır. Bayonetta çok hızlı, sert ve eğlenceli bir oyun. DMC dinamiklerini sonuna kadar kullansada aslında bana göre ondan çok farklı özellikleri var. Ki bu demodan çok full oyunda hissedilmekte. Kısacası demoda gördükleriniz oyunun yarısı bile değil. bizde size bunları anlatacağız.
Önce klasik şeylerden bahsedelim hızlıca. Oldukça güzel grafikleri olmasına rağmen oyunun convert olmasındanmıdır bilinmez PS3 versiyonunda zaman zaman grafiksel hatalar göze çarpmakta. Bunlar zaman zaman iç iöe geçmeler, bazı dinamiksel problemler ve kaplamaların 1-2 ufak sekme yaşaması gibi problemlerin yanında bazı yerlerde AA problemleri görünmekte. Tabii şunuda hatırlatmak gerek sonuçta oynadığımız versiyon henüz tamamlanmış değil. yani bunlar geçici şeylerde olabilir. Bunun yanında bana göre oyunun en iyi yanı efektleri. Her yaptığınız bir harekette muhteşem ötesi efektler var. Ve bunlar sadece grafiksel olarak değil ses ve benzeri şeylerlede desteklenmiş durumda. Kısacası oyun bize aktif olduğu anlarda görsel bir show sunuyor. Oyunun müzikleri Japon yapımlara özgü bir biçimde tasarlanmış ve oldukça tatmin edici durumda. Karakter seslendirmeleri ise çok çok iyi kotarılmış durumda.
Sayfa 2

Oynanabilirlik ise oyunun DMC serisine en çok benzediği bölüm. Her şey birebir aynı durumda. Ancak şöyle bir fark var. DMC’de yapmak için kendinizi kastığınız ve bir çok tuşa bastığınız muhteşem şeyleri burada çok daha kolay ve çeşitlenerek yapabiliyorsunuz. Bayonetta’nın ilk gerçek farkı burada ortaya çıkıyor. O videolarda gördüğünüz, ağzınız açık izlediğiniz muhteşem komboları aslında oyunda en fazla 3 hadi bilemediniz 4 tuşla bile yapabiliyorsunuz. Ve aynı kombo tuşları ile her seferinde farklı şeylerde yapabiliyorsunuz. Peki bu nasıl oluyor? Mekanlar sayesinde. Örneğin oyunun başında bulunan mezarlık sahnesinde mezar taşlarını kullanarak yaptığınız bir kombo, oyunun ilerleyen bölümlerindeki şelale gibi bölümlerde çok farklı bir hal alabiliyor. Yani Bayonetta’da çevre ile etkileşim farklı bir boyutta kullanılmış. Buda oynanabilirliği büyük ölçüde çeşitliliğe itiyor ve oyuna farklı bir hava kazandırıyor.
Hazır farklardan ve yeniliklerden girmişken devam edelim. Climax denilen en güçlü özelliğimizden bahsedelim mesela. Bu genelde büyük yaratıklarla veya boss’larla dövüşürken ortaya çıkan bir özellik. Gerekli zararı sağladığımızda ortaya çıkan bu özellik ile vücudumuzu saran saçlarımız bizden ayrılıyor ve hiç tahmin edemiyeceğiniz bir hale bürünebiliyor. Tabi bu durumda bizde birazcık ee... nasıl söylesem, çıplak kalabiliyoruz. Ki bu olayı oyunda zaten sık sık yaşamaktayız çünkü ilerleyen bölümlerde komboların çoğu saçlarımız sayesinde gelişmekte. Üst üste vuruşlar yaptıkça saçlarımız yavaş yavaş üzerimizden azalmakta ve en sonunda yaptığınız harekete göre büyük bir tekmeye yada ölümcül bir kırbaca dönüşebiliyor. Yani seksi öğelerden hiçbirzaman vazgeçilmemiş durumda. Bunun yanında bildiğiniz üzere sevgili cadımız şeklinide değiştirebilmekte. Koşarken bir pantere, çok yükseğe zıpladığında bir kelebeğe dönüşebildiği gibi, ilerleyen bölümlerde bu özelliğini kombolarınada katabiliyor. Ayrıca düşmanlarımızdan düşen silahlarıda kullanabiliyor ve bunlarla değişik kombolar yapabiliyoruz. Ki ellerimizde ve ayaklarımızdaki standart silahları saymıyorum bile.

Fark ettiyseniz her bir cümlemde bir çeşitlilik geçmekte. Bayonettanın bu kadar beğenilmesinin sebeblerinden biride bu. Oyunda yapılabilecek o kadar çok şey var ki sonu gelmiyor. Üstelik her şey birbiriyle bağlantılı. Buda oyunu çok eğlenceli hale getiriyor.

Oyunun hikayesi ile bağlantılı olarak karşımıza çıkan düşmanlarda çeşitli. Oyunun başında iri boynuzlu, baltalı yaratıkları ilerde arar oluyoruz. Öyleki devasa su yılanlarından tutunda, sizi çıldırtacak binlerce ufak tefek kanatlı yaratıklara kadar çok çeşitli düşmanlar var. Ve bunların yapay zekası diğer bu tarz oyunlara göre çok daha iyi. Örneğin siz sürekli bir hareketi tekrarlarsanız buna önlem alıyorlar. Ve zoru sevenlere müjde. Oyunun zor modu gerçekten “zor”. Kendinizi hazırlayın.
Sonuç olarak Bayonetta göründüğü kadarıyla kendisinden beklenenin fazlasını bize verecek gibi duruyor. Dinamikleriyle, oyun yapısıyla Devil May Cry’ı birebir andırsada pyun içindeki sunumu, çeşitliliği, sonu gelmez dövüş sistemi özgürlüğü, baş karakteri, hikayesi vs vs. ile yani hemen hemen her şeyi ile farkını hissettiriyor. Eğer tam sürümünde bir iki ufak hatada giderilir ise efsaneler arasında yer alması kaçınılmaz olacaktır. Bize bundan sonra beklemek kalıyor sanırım. Bayonetta yılbaşına doğru raflardaki yerini alacak eğer bir gecikme olmaz ise. Bu güzel oyunun güzel karakterine kavuşmamıza az kaldı.

Siz yinede güzelliğe kanmayın…