Gizle
Kullanmakta olduğunuz tarayıcı güncelliğini yitirmiştir. Bölüm Sonu Canavarı, sorunsuz bir gezinti için tercih ettiğiniz tarayıcının en güncel sürümünü kullanmanızı önerir.
Mobil Sürümü Görüntüle »

Haftalık Oyun Önerisi 15: Thomas Was Alone

Haftalık oyun önerilerimizin on beşincisi ile karşınızdayız. Bu hafta bulmaca türünde oldukça başarılı bir oyun önereceğim. Diğer tavsiye yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bu öneri yazılarında az bilinen oyunlar gibi bir konsept altında da kalmayacağız. Örneğin; The Last of Us Part II yayınlanmadan bir iki hafta önce The Last Of Us’ın ilk oyununu önerebiliriz. Bunun sebebi tavsiye ettiğimiz oyunu, o hafta içerisinde oynamanızın daha iyi olacak olması. Eğer bilindik bir oyunu önerirsek; yazının içeriği oyunu tanıtmak yerine, oyun için bir inceleme veya oyun hakkında konuşmak istediğimiz şeyler tarzında olacaktır. Şimdi önerdiğimiz oyuna geçelim.

Thomas Was Alone
 
 
Yayıncılığını ve geliştiriciliğini Bithell Games’in yaptığı bulmaca türündeki Thomas Was Alone, 2012 yılında yayınlanan, bulmaca türünde oldukça keyifli ve sorgulatan bir oyun. Bithell Games gibi bir şirket ismi kullanıldığına bakmayın, oyun aslında tek kişinin elinden çıkıyor: Mike Bithell.

Evet, oyun aslında temelde bir bulmaca ve platform oyunu, ancak oyunu güzel yapan şey ikisi de değil. Elbette her iki tür için hazırlanan mekanikler oldukça keyifli ama oyunun asıl keyif veren ve muazzam olan kısmı burası değil. Öncelikle oyunun hikayesinde başlayalım. Bu tarz bulmaca platform oyunlarında genelde hikâye oldukça arkada kalır, sadece sizi oyunda tutabilmek için arkadan takip edebilin diye bir hikâye eklenir. Ancak bu oyunda bulmaca mekanikleri sanki hikâyeyi tamamlamak için eklenmiş gibi. Thomas Was Alone, aslında yapay zekâ olan ancak varlıklarının bilincine kavuşan bir grup geometrik şeklin hikayesini anlatıyor. İsminden de belli olabileceği gibi ana karakterimiz Thomas. Başta yalnız olduğunu sanan Thomas, arkadaşlarının da gelmesi ile yalnız olmadığını öğreniyor ve hikâye başlıyor.
 
 
Oyundaki tüm karakterler birer geometrik şekil. Ancak geometrik şekil diye öyle dümdüz karakterler olduklarını sanmayın. Her birinin kendi kişiliği ve özellikleri bulunuyor, bazılarının da özel yetenekleri var. Örneğin büyük bir kare olan Clair’in asitli suda zarar görmemesi gibi. Elbette oyunda hiçbir karakterin sesi yok, ancak oyunda bir anlatıcı var ve sizlere hikâyeyi, evreni ve karakterleri anlatan da o. Anlatıcılık görevini ise daha önce Assassin’s Creed oyunlarında yazarlık ve seslendirmenlik yapan ve Jim Carrey’nin oynadığı Bay Evet filminin senaryosunu yazan Danny Wallace üstleniyor. Danny Wallace’ın bu oyunda ne kadar başarılı bir iş çıkarttığını daha oyunun ilk 10, 15 dakikasında bile anlayabiliyorsunuz. Kendisi zaten bu oyun ile birlikte 2013’te BAFTA Games Award’ta “En İyi Performans” ödülünü kazanmıştı.

Dediğim gibi oyunun hikayesi, karakterlerin ayrıntısı ve evrenin kendisine ait detayları anlatıcının, yani Danny Wallace’ın sesinden dinliyoruz. Her bölümün başında mutlaka bir şeyler anlatıyor. Bazen o sırada oynadığınız bölüme dair bazı detaylar veriyor, bazen de genel hikâyeyi anlatıyor. Ancak en güzel kısmı kesinlikle geometrik şekillerin birer kişiliği olması ve geçmişi olması. Hikâyenin detaylarından bahsetmek isterdim, ancak dediğim gibi oyunun en keyifli kısmı burası ve bu yüzden tamamen sizin keşfetmeniz daha keyifli olur. Ancak komedisinin de duygusallığının da oldukça yüksek olduğunu ve çok başarılı olduğunu söylemem gerek.
 
 
Tabii dediğim gibi hikayesi bana göre daha ön planda, ancak bu demek değil ki bulmaca kısmı yetersiz. Aksine oldukça keyifli ve yormayan, ancak düşünmenizi sağlayan bulmacalara sahip. Oyunda dediğim gibi birden fazla karakter mevcut. Bunlardan ilki ve ana karakter olan Thomas ile oyuna başlıyorsunuz ve oyunun mekanikleri size tanıtılıyor. Çok kısa bir oyuna alışma sürecinden sonra ikinci karakter oyuna ekleniyor ve size iki karakter ile nasıl oynayacağını gösteriyor oyun. Derken diğer karakterler de eklenmeye başlıyor. Yaklaşık yarım saat oynadıktan sonra oyunun her bölümünde en az 3 farklı karakteri yönetmeye başlıyorsunuz ve dediğim gibi her karakterin farklı bir özelliği var. Örneğin birisi daha yukarı zıplarken, birisi daha dar yerlere girebiliyor gibi. Bulmacalar da buna göre hazırlanmış. Karakterlerin birbiri ile uyumlarını ve özelliklerini kullanarak bir yerden bir yere gidiyorsunuz. Bu kısımda küçük bir eleştiri yapabilirim. Karakterler arasında geçiş yaparken bazen sıkıntılar çıkabiliyor. Sağ alttaki gösterge sayesinde hangi karaktere geçiş yapabileceğinizi görebiliyorsunuz. Sakin bir şekilde geçiş yaptığınızda rahatlıkla geçiş yapabiliyorsunuz fakat hızlı hareket etmeniz gerektiğinde bazen işler karışabiliyor. Bulmaca da tamamen bundan ibaret zaten, bir yerden bir yere gitmeye çalışıyorsunuz ve bitiyor, sonra da diğer bölüme geçiyorsunuz. Oyunda 10 bölüm bulunuyor ancak hepsinin içerisinde ayrıca bölümler var. Yani aslında 10’dan çok daha fazla bölüm bulunuyor. Klasik olarak ilk başta basit ve sade bulmacalar varken bir yerden sonra işler gerçekten oldukça zorlaşıyor. Ancak yine bu kısımda da denge gayet iyi korunmuş. Çok fazla karakter olduğu için de bulmacaları çözme yönteminiz sürekli değişiyor. Hatta bölümlerde bulmacaları çözmenin genelde birden fazla yolu mevcut. Bu da sıkılmanızı büyük ölçüde engelliyor.

Bunun dışında bir de müziklerden bahsetmek istiyorum. Dediğim gibi oyunun seslendirmesi zaten mükemmel. Ancak oyunun müziklerinin de en az seslendirme kadar başarılı olduğunu söylemem gerek. Oyunun o sadeliği ve kara mizahı ile inanılmaz uygun müzikler kullanılmış.
 
 
Thomas Was Alone yaklaşık olarak 2, 3 saatlik bir oynanış süresi sunuyor ve bu süre boyunca hiç sıkılmadan çok keyif alarak oynayacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak hikayesi ön planda ve ne yazık ki Türkçe yaması veya Türkçe dil desteği bulunmuyor. Bu yüzden hikâyeyi en azından biraz daha anlamak ve daha fazla keyif alabilmek için az da olsa İngilizce bilmeniz daha iyi olur. Hikâyeyi anlamadan sadece bulmacaları çözmek de son derece keyifli, ancak bir oyunu alıyorsanız her şeyiyle deneyimlemek daha iyi olur elbette.

Thomas Was Alone şu anda PlayStation 4, Xbox One, PlayStation 3, PC, Wii U ve mobilde erişilebilir durumda. Şahsen oynama rahatlığı ve fiyatı sebebiyle PC’de oynamanızı tavsiye ederim. Oyun şu anda indirim sebebiyle 20 Temmuz 2020’ye kadar 9,00 TL’ye satılıyor ve bu fiyatı kesinlikle hak ediyor. İndirimsiz fiyatı ise 18,00 TL ki bana göre bu fiyatı da hak ediyor, ancak indirimli fiyatını gördükten sonra indirimsiz almak ister misiniz, bilemem. Bu oyunu da bulmaca oyunu seven herkese tavsiye ediyorum.
 

Bu haberin bağlantısı
URL
Haftalık Oyun Önerisi Tavsiye Oyun thomas was alone bulmaca oyunu
Jason Schreier'ın Blood, Sweat, and Pixels Kitabı Sorun Çıkmazsa Yıl Sonunda Türkçe Olarak Raflarda Marvel's Avengers Ön Sipariş Fiyatları Arttı

Roxy.

15.7.2020 21:51:56

+2
Şaka gibi, 8 sene olmuş çıkalı. Daha dün gibi geliyor insana.
    Siz de aşağıdaki form aracılığıyla yorum yapabilirsiniz.
Mesajınız
Üyeyim Üye Değilim

DonanımHaber üyeliğinizi kullanabilirsiniz.

E-Posta (Onay için gerekli.)

KÜNYE
Haftalık Oyun Önerisi
Kullanıcı Videosu Yükle ▲ Siz de video yüklemek için tıklayınız