Haftalık Oyun Önerisi 08: Mafia II

Özgür Eroğlu

Haftalık oyun önerilerimize sekizincisi ile devam ediyoruz. Bu hafta neredeyse tüm oyuncuların oynadığı zamanının ötesinde bir oyunu sizlere önereceğim: Mafia II. Diğer tüm öneri yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bu öneri yazılarında az bilinen oyunlar gibi bir konsept altında da kalmayacağız. Örneğin; The Last of Us Part II yayınlanmadan bir iki hafta önce The Last Of Us’ın ilk oyununu önerebiliriz. Bunun sebebi tavsiye ettiğimiz oyunu, o hafta içerisinde oynamanızın daha iyi olacak olması. Eğer bilindik bir oyunu önerirsek; yazının içeriği oyunu tanıtmak yerine, oyun için bir inceleme veya oyun hakkında konuşmak istediğimiz şeyler tarzında olacaktır. Şimdi önerdiğimiz oyuna geçelim.

Mafia II 

 
Bu serinin ilk yazısından bu yana, yukarıda olduğu gibi her hafta belirtiyorum. Sadece az bilinen oyunları değil, popüler olan oyunları da ara sıra önerebiliriz, bu hafta olduğu gibi. Mafia II’nin tekrardan piyasaya sürülmesi ile birlikte ben de Mafia II’yi tekrar oynadım. Bu muhteşem oyunu da sizin de bir kez daha oynamanız için hatırlatmak istedim.

Eğer bilmiyorsanız Mafia II, geçtiğimiz hafta geliştirilmiş grafikleri ile Definitive Edition adı altında yeniden yayınlandı. Ancak ne yazık ki Definitive Edition bazı sorunlarla çıkış yaptı. Öncelikle hala yeterli seviyede gözüken ve güzel bir optimizasyonu olan Mafia II’yi, HD yaptılar ve tabiri caizse sağlam oyunu bozdular. Bilgisayar kullanıcıları birçok performans yetersizliği ve hatalardan şikâyet ederken, 4K konsol sahipleri de oyunun düzgün FPS vermemesi konusunda şikayetlerde bulundu. Özellikle PlayStation 4 Pro’da FPS yer yer 20’lere kadar düşebiliyormuş. Xbox One’da 30 FPS’e çoğu zaman kilitlese de böyle bir oyun için 30 FPS bile oldukça düşük bir sayı. Klasik versiyonunun muazzam çalıştığını düşünürsek bu durum ayrıca insanı daha çok üzüyor. Bu hatalardan dolayı bugün sizlere önereceğim oyun da Mafia II Definitive Edition değil, Mafia II’nin klasik versiyonu.
 
 
2K Czech’in geliştirdiği Mafia II, 2K’in yayıncılığında 2011 yılında yayınlandı. Klasik bir mafya hikayesine sahip olan oyun, bir adamın mafyanın içerisine girişini ve gelişen olayları anlatıyor. Dediğim gibi bu oyunu çoğu oyuncu oynamıştır. Eğer oynamadıysanız düşünmeden alıp oynayabilirsiniz. Bu yazı da bu yüzden bir oyunun tanıtım yazısı değil, daha çok neden güzel olduğunu anlatmaya çalışacağım bir yazı olacak. Ayrıca oyunun hikayesinden de çok önemli spoilerlar vereceğimi belirteyim.

Mafia II’nin çıktığı yılın en iyi oyunlarından biri olması dışında günümüzde bile kalitesine yaklaşabilen çok fazla oyun yok. Hatta benim için hikâye anlatımı konusunda hâlâ da daha iyi bir oyun yok. Tabii bunun kişisel bir yorum olduğunu hatırlatayım. Godfather’ın ilk iki filmi favori filmlerinden ikisi olduğu için bu oyunun yeri bende çok ayrıdır. Farklı sonlara, farklı oynanışa sahip olmasa da 4 kere bitirip hiç sıkılmadığım ve her seferinde heyecanlandığım bir oyun. Oyunun diğer oyunlardan farklı ve öne çıkaran birçok özelliği var. Oynanış detayları, çıktığı yılın çok ilerisinde olan grafikleri, mükemmel hikâyesi ve hikâye anlatıcılığı. Bu özelliklere biraz daha ayrıntılı bakalım.
 
 
Hikâye ile başlayalım. Bildiğiniz gibi oyun Vito Scaletta’nın ailesi ile birlikte New York ve San Francisco’dan temel alınarak yaratılan Empire Bay isimli şehre gitmesi ve yeni bir hayata başlaması ile başlıyor. En yakın arkadaşı Joe ile hırsızlık yaparken Vito yakalanır. Sonrasında hapse düşmemesi için Vito’ya bir teklif sunulur ve Husky Operasyonu'na gönderilir. Askerden geri dönen Vito, Joe’nun mafyaya katıldığını fark eder ve kendisi de yavaşça bu işin içine girmeye başlar. Hikâyenin başından sonuna kadar Vito’nun, yani ana karakterin yaptığı her şey, Vito için yarattıkları karaktere uyuyor. Mükemmel bir karakter gelişimine sahip. Mafyalık işlerine girmesinden, hikâyenin sonuna kadar yaptığı her şeyin sebebini de bizlere gayet güzel bir şekilde anlatıyor oyun. Elbette bunu çocuğa anlatır gibi yapmayıp küçük detaylar ile aktarıyor ve başından sonuna kadar mükemmel bir karakteri izliyoruz. Oyun bir mafya hikayesinin tüm klişelerine sahip olsa da hikâye anlatıcılığı konusunda başardığı mükemmel iş ile hikâyenin sonuna kadar bizleri heyecanlandırabiliyor. Hikâyenin bölüm bölüm yükselmeleri, düşmeleri ve yön değiştirmeleri mükemmel bir şekilde işlenmiş. Her şey iyi giderken Vito’nun bir anda hapishaneye düşmesi, işler yine mükemmel giderken birden Vito’nun evinin yanması gibi. Ancak sanırım çoğu kişi için hikâyenin en vurucu noktası olan Henry’nin öldüğü bölüm, kesinlikle unutulmaz sahnelerden birisi. Dördüncü oynayışımda bile duyguyu öylesine hissettirdi ki günümün bir bölümü Henry öldü diye kötü geçti. Hikâyeye dair tek sıkıntı, sonu. Evet, aslında hikâye bitiyor. Ama hem Joe’ya ne olduğu hem de sonrasında bize ne olduğu ile ilgili birçok soru işareti kalıyor. Bunu bu şekilde bırakmaları gerçekten büyük bir ayıp.
 
 
Mafia II’yi diğer oyunlardan ayıran en büyük özelliği ise kesinlikle grafik ve oynanış detayları. Hatta 2016 yılında yayınlanan Mafia III’ün de en çok eleştirildiği noktalardan biri buydu. Mafia II’de bu kadar ayrıntı varken Mafia III’te neden bu kadar basite kaçılmıştı? Hatta detayların farkı için bir video bile paylaşılmıştı ve kısa bir sürede oldukça popüler hale gelmişti bu video. Bu detayların bazılarını örnek olarak yazayım. Mafia II’de arabanın camı kırıldığı zaman kaputun üstüne düşüyordu, sizin gittiğiniz yöne göre de bu cam kırıkları hareket ediyordu. Veya kanlı bir zeminde yürüdüğünüz zaman ayak iziniz çıkıyordu bir süre. Kar yağdığı zaman arabayı sürmek çok daha zor hale geliyordu. Ya da sadece ufak bir kaza yaptığınızda polisler sizi öldürmek ya da tutuklamak istemiyor bir anda. Sadece trafik cezası yazıyor ve gidiyor. Hatta oyunun bu kısmında öyle bir ayrıntı var ki hiçbir açık dünya oyununda ben böyle bir ayrıntı görmedim. Başka bir araba ile kaza yaptığınızda eğer onun da suçu varsa polis sadece size değil, ona da ceza kesiyor. Bu tarz detayların olmayışı elbette bir oyunu kötü yapmaz, ama hali hazırda iyi olan bir oyunu çok daha iyi bir hale getirir.
 
 
Mafia II’nin grafiksel anlamda çıktığı yıldaki oyunlara oranla çok daha iyi olduğunu rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Aynı oynanış detaylarında olduğu gibi görsel anlamda da detaylara yer verilmiş. Geliştiricilerin hiç tasarlamasına gerek olmadığı yapılar, odalar veya eşyalar tasarlanmış ve bu şekilde de oyunun atmosferine çok daha iyi giriyorsunuz. Görsel açıdan oyunun geçtiği dönemi de gayet güzel bir şekilde aktardığını da rahatlıkla söyleyebilirim. Döneme uygun kıyafetler, şarkılar, yapılar ve hatta seslendirmeler ile gerçekten 1950’lilerde bir mafya hikayesi içerisinde olduğunuzu rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.
 
 
En başta da dediğim gibi bu oyunu oynamadıysanız hemen oynamalısınız. Ancak daha önce oynadıysanız, tekrar oynamanın tam zamanı. Eğer son bir yıl içerisinde oynamadıysanız mutlaka tekrar bir bakın, zaten oyunsuz geçen bu dönemde sizi uzunca bir süre oyalayacaktır.

Eğer şu anda oyunun klasik sürümüne zaten sahipseniz Definitive Edition almanıza kesinlikle gerek yok. Hem görsel açıdan oyun aynı duruyor hem de klasik sürüm daha iyi çalışıyor. Ayrıca burada bulabileceğiniz “Mafia II Türkçe Yama” sadece klasik sürümde çalışıyor. Eğer klasik oyuna sahip değilseniz, Mafia II Definitive Edition aldığınızda Mafia II’nin klasik sürümü içerisinde zaten bulunur halde geliyor. Ancak fiyatı 199,00 TL. Bu yüzden size tavsiyem Eğer Definitive Edition alacaksanız; sadece ikinci oyunu değil, Trilogy paketini alın ve 28 Ağustos’ta tamamen yenilenmiş olarak çıkacak olan Mafia 1 ve şu anda erişime açık olan Mafia III’ü de oynayabilin. Mafia Trilogy paketinin fiyatı ise 374,00 TL. PlayStation 4, Xbox One ve PC için satın alınabilir durumda. Her platformda da fiyatı aynı.